İLK MICHELIN YILDIZLI TÜRK LOKANTASININ SAHİBİ HÜSEYİN ÖZER VE ETKİLEYİCİ HAYAT HİKAYESİ

MART 02   2016   Yazar Deniz YILDIRIM
Gastrorganik için ne büyük gururdur ki, İngiltere'nin en başarılı ve en zengin Türk'ün özel röportajına ev sahipliği yapıyor. Dünyanın ilk Michelin Yıldızlı Türk lokantası olma özelliğini taşıyan Sofra, Hüseyin Özer’in hayatı boyunca verdiği mücadelenin en büyük karşılıklarından biri. Ayrıca Hüseyin Özer'in tüm Dünyada satılan “Sofra Cook Book” adlı İngilizce bir yemek kitabı bulunuyor. 60 milyon dolarlık servete sahip olan Hüseyin Özer’in her bir restoranın yıllık cirosu 4 milyon dolar. Çocukluğundan bu yana, müthiş bir hayat mücadelesi veren Hüseyin Özer, yaşam hikayesine ve gastronomiye ilişkin sorularımızı yanıtladı.
 


Henüz 11 yaşındayken kendisini hayatın tam ortasında bulan ve şu an İngiltere’nin Türk Mutfağı denince akla ilk gelen ismi olmayı başarmış Hüseyin Özer, gastronomi alanına neden yöneldiğini şu 4 kelimeyle açıklıyor: Açlık, eğitimsizlik, yoksulluk ve ailesizlik…

Londra’da kurduğu Sofra isimli restoranlar zinciri ile yurtdışında yemek kültürümüzü tanıtan en başarılı isimlerden biri olan Hüseyin Özer, hayat hikâyesiyle de dikkat çekiyor.  Kendi okuyamadığı için, çocuk okutmanın önemine büyük ölçüde inanan ve her fırsatta daha fazla çocuk okutma peşinde olan Özer,

“Benim para hırsım yok. Benim insan okutma, Türk yemeğini geliştirme hırsım var. Para kazanmak değil mevzu, para çok var, bir şekilde kazanırsınız, ama yatırım yapacak insan yok. Bu hikâyenin kıssadan hissesidir. Allah insanı uyanık etmesin, uyanıklık çok kötü bir özellik, uyanıklıkta yalan dolan vardır. Ben çocuk yetiştirmek istiyorum, onun için Türkiye’de lokanta açıp kendim gibi bu işe gönül vermiş adamlar yetiştirmek istiyorum. Şimdi cennetin burada olduğuna inanıyorum. Sofra’da yemek yemek cennet bence. Sadece bir fikre sahibim, Türk namına, şerefine yakışır hale getirmek istiyorum. Bunu düzeltmemiz lazım.” şeklinde konuşuyor…
 
Londra’daki Türk Yemek Kültürüne en önemli katkıyı sağlayan Türk, Hüseyin Sezer Gastrorganik’in sorularını yanıtladı.
 
GASTRORGANİK: Öncelikle sayfamızın röportaj talebini kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.  Gastronomi alanına yönelmenizi sağlayan en önemli gelişme neydi?
 
HÜSEYİN SÖZER: Bu alana yönelmemin bir değil, birçok sebebi var. Bunların başında açlık, eğitimsizlik, sokak çocukluğu, yoksulluk, bilgisizlik ve ailesizlik geliyor.
 
GASTRORGANİK: Michelin yıldızı alan ilk Türk restoranın sahibisiniz ve bunun gibi birçok başarıya imza attınız. Sizce başarınızın en önemli sırrı veya kaynağı nedir?
 
HÜSEYİN ÖZER: Dürüstlüktür, samimiyettir. Bir de yurtdışında vatanı baş tacı etmekle olur bu işler. Parayla değil. Biz restoranımızda Türk misafirperverliğini ve Türk geleneklerini tanıtmaya çalışıyoruz. Asla İtalyan veya Fransız tarzını benimsemedik.
 
Dekorasyonumuz Türk motiflerinden oluşur, menüde geliştirilmiş Türk yemekleri bulunmaktadır. Restoranımıza girer girmez hissedilen bir Türk misafirperliğimiz bulunmaktadır. Bunların hepsi bir başarıdır.
 
GASTRORGANİK: Londra döner ve kebap lezzetlerine nasıl yaklaşıyor? Onlarda bu lezzetler alışkanlık yarattı mı?
 
HÜSEYİN ÖZER: Londra’da daha çok yabancı sarhoşlar Türk yemeğini alışkanlık haline getirdi. Çünkü acıktıkları zamanlarda sadece Türk restoranları açık oluyor. Gariban sarhoşların Türk restsoranlarından başka seçeneği olmuyor. Geç saatlerde her yer kapanıyor. Sadece kebapçı ve çorbacılar açık oluyor.
 
GASTRORGANİK:  Türkiye'nin mutfak kültürü zenginliğini yeterince tanıtabiliyor mu? Diğer ülkelerdeki mutfak imajımız nasıl?
 
HÜSEYİN ÖZER: Dış ülkelerde Türk yemek kültürümüz ayaklar altında. Çok yanlış ve eksik biliniyor. Kötü bir imajımız var. Birinci olduğumuz tek konu sarhoşlara servis yapmak. Çünkü geç saatlere kadar bir tek Türk restoranlar açık.
 
GASTRORGANİK: Bu imajın daha iyi olması için ne gibi çalışmalar yapılmalı?
 
HÜSEYİN ÖZER: Biz Sofra olarak bu imajı güçlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye’de dahi bize benzer bir restoran yok. Şu anda restoran konusunda dünyanın en üst liginde oynuyoruz. Dünyanın en iyi lokantaları bizim komşumuzdur. Biz durmadan talebe yetiştiriyoruz. Mezunlarımız gerçekten çok başarılıdır. Hepsi çok zengin olmuşlardır. 
 
GASTRORGANİK: Sizce tamamen organik beslenmek mümkün mü?
 
HÜSEYİN ÖZER: Tamamen organik beslenmek mümkün değildir. Ama özen göstermek mümkündür. Şu da bir gerçektir ki; kendiniz yetiştirmediğiniz sürece bir ürünün organik olup olmadığını bilemezsiniz.
 
Hüseyin Özer’e verdiği bu değerli bilgi ve görüşler için teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.